Dizde kireçlenme veya tıbbi adıyla artrit, diz eklemindeki kıkırdakların aşınması ya da kaybolması sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kronik bir eklem problemidir. Diz ekleminde bulunan kıkırdak tabakası, kemiklerin birbirine sürtünmeden hareket etmesini sağlayan kaygan ve dayanıklı bir yapıdır. Kıkırdak tabakasının aşınması veya incelmesi, eklemde hem ağrıya hem de hareketlerin kısıtlanmasına yol açar.
Günümüzde dizde kireçlenme yalnızca yaşlı bireylerde değil, gençlerde ve aktif yaşam süren kişilerde de görülebilmektedir. Genetik faktörler, fazla kilo ve yanlış yaşam alışkanlıkları eklem sağlığını etkileyen önemli unsurlardır.
İçindekiler
Dizde Kireçlenmenin Türleri
- Yaşlanma: İlerleyen yaşlarda kıkırdak dokusu doğal olarak esnekliğini kaybeder. Dolayısıyla kireçlenme, 40 yaş sonrasında daha sık görülür.
- Genetik Faktörler: Aile öyküsünde diz kireçlenmesi olan kişilerde risk belirgin şekilde artar.
- Aşırı Kullanım: Sürekli zorlayıcı işlerde çalışmak, profesyonel düzeyde spor yapmak ya da tekrarlayan diz hareketleri eklem kireçlenmesine zemin hazırlar.
- Şişmanlık: Fazla kilo, dizlere binen yükü artırır. Yapılan araştırmalara göre; alınan her 1 kilo, yürüyüş sırasında dize 3 kat kadar fazla yük bindirir.
- Diğer Eklem Sorunları: Menisküs yırtıkları, bağ yaralanmaları veya daha önce geçirilmiş diz travmaları, kireçlenmenin daha erken başlamasına neden olabilir.
Dizde Kireçlenme Belirtileri
Dizde kireçlenmenin en sık görülen belirtileri şunlardır: Dizde hareketle artan ağrı, sabahları veya uzun süre oturmanın ardından ortaya çıkan eklem sertliği, eklemde şişlik ve ödem, dizde esneklik kaybı ve hareket kısıtlılığı, Yürürken, merdiven çıkarken veya çömelirken duyulan çıtırtı sesleri.
Belirtiler genellikle zamanla şiddetlenir. Hastalığın daha ileri evrelere ulaşmaması için zamanında önlem almak oldukça değerlidir.
Dizde Kireçlenme Kimlerde Daha Sık Görülür?
Diz kireçlenmesi en çok 40 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Ancak yalnızca yaşlanmanın bir sonucu değildir. Kadınlarda, özellikle menopoz sonrası dönemde östrojen seviyesinin düşmesi eklem sağlığını olumsuz etkiler ve kireçlenme riskini artırır. Sporcularda, ağır yük taşıyan işlerde çalışanlarda ve geçmişte diz yaralanması geçirmiş kişilerde de kireçlenme daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir.
Ayrıca hareketsiz yaşam tarzı da risk faktörüdür. Diz çevresindeki kaslar zayıf olduğunda ekleme binen yük artar ve kıkırdaklar daha kolay yıpranır.
Dizde Kireçlenme Nasıl Teşhis Edilir?
Dizde kireçlenmenin teşhisi için öncelikle fizik muayene yapılır. Muayene sırasında eklem hareketleri gözlemlenir ve ağrıya neden olan bölgeler tespit edilir. Şişlik, hassasiyet ve deformite bulguları gözlemlenir. Ardından:
- Röntgen: Kıkırdak kaybı, eklem boşluğunun daralması ve kemik çıkıntıları hakkında bilgi verir.
- MR (Manyetik Rezonans): Kıkırdak yapısı, menisküs ve bağ dokuları detaylı şekilde incelenebilir.
- Bilgisayarlı Tomografi: Özellikle kemik yapısındaki bozulmaların değerlendirilmesinde kullanılır.
Erken tanı sayesinde, hastalık ilerlemeden koruyucu tedbirler alınabilir.
Dizde Kireçlenme Nasıl Önlenir?
Dizde kireçlenmenin tamamen önlenmesi mümkün olmasa da risk önemli ölçüde azaltılabilir. Bunun için:
- Düzenli Egzersiz: Yürüyüş yapmak, yüzmek, pilates ve bisiklet sürmek gibi düşük darbeli egzersizler diz çevresi kaslarını güçlendirir.
- Kilo Kontrolü: Fazla kiloların verilmesi eklem üzerine binen baskıyı azaltır.
- Doğru Spor Seçimi: Zıplama ve koşu gibi ekleme fazla yük bindiren sporlardan kaçınılmalıdır.
- Sağlıklı Beslenme: D vitamini, kalsiyum ve omega-3 açısından zengin besinler kıkırdak yapısını destekler.
- Travmalardan Korunma: Sürekli diz çökmek, ağır kaldırmak veya ani hareketlerden kaçınmak gerekir.
Dizde Kireçlenme Tedavi Yöntemleri
Hastalığın şiddetine göre farklı tedavi yöntemleri uygulanır:
- Konservatif Tedavi: Ağrı kesici ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları, kişiye özel egzersiz programları ve kilo kontrolü ilk basamak tedavidir.
- Diz Enjeksiyonları: Steroid enjeksiyonları veya hyaluronik asit uygulamaları eklem sıvısını artırarak kayganlığı sağlar ve ağrıyı hafifletir.
- Diz Artroskopisi: Minimal cerrahi ile kıkırdak onarımları veya eklem içi temizlik işlemleri yapılabilir.
- Diz Protezi Cerrahisi: Kireçlenmenin ileri evrelerinde uygulanan total diz protezi ameliyatı, uzun vadeli çözüm sağlar.
Dizde Kireçlenme Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Tedavi edilmeyen diz kireçlenmesi zamanla ilerleyerek eklemde kalıcı hasara yol açabilir. İlerleyen süreçte kişi daha kısa mesafe yürüyebilir, basit hareketler bile zorlayıcı olabilir. Ayrıca eklem deformiteleri gelişebilir ve diz protezi ameliyatı kaçınılmaz hale gelebilir. Bu nedenle erken dönemde önlem almak ve düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemek gerekir.
Dizde Kireçlenme Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit, yaygın bir eklem iltihabıdır. Dizlerinde ileri kıkırdak aşınması olan 158 hastada, kıkırdak aşınmasının derecesi ile D vitamini düzeyi karşılaştırılmış. 50 yaş üstünde ve çeşitli derecede diz ağrısı çeken kişilerle yapılan bu çalışmada, D vitamini eksikliği olan hastaların birçoğunun ileri kireçlenme bulguları olduğu görülmüştür.” Sodyum klorür, idrar ve terleme yoluyla vücuttan atılır. Bu nedenle vücuttaki sodyum klorür miktarını azaltmak için yeterli su içmeyi de göz ardı etmemek gerekir. Uzmanlar, günde en az 8 bardak su içmenin önemli olduğunu ifade eder. Kireçlenmeye iyi gelen yiyecekler; somon, sardalya ve uskumru gibi yağlı balık türleri, yeşil yapraklı sebzeler, zeytinyağı, tam tahıl ürünleri, sarımsak, soğan, kalsiyum zengini besinler, turpgiller, ceviz, badem ve fındıktır. Kolajen diğer yandan kireçlenme kaynaklı ağrıyı azaltır, kan basıncı ve kan şekeri seviyelerini düşürmede de etkilidir. Kolajenin faydaları genel olarak şunlardır: Ölü cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur.Kireçlenme bir iltihap mıdır?
Kireçlenme hangi vitamin eksikliğinden olur?
Vücuttan kireç nasıl atılır?
Kireçlenme olan bir kişi ne yemeli?
Kolajen kireçlenmeye iyi gelir mi?